Tolga
New member
Halley Kime Ait? Kadınlar, Erkekler ve Evrensel Sahiplenme Krizi!
Selam sevgili forumdaşlar!
Geçen gün bir arkadaşım “Halley kime ait?” diye sordu. Başta “hangi Halley?” dedim. “Ya işte o meşhur kuyruklu yıldız!” deyince durdum, düşündüm… “Vallahi bilmiyorum ama bizim apartmanın WhatsApp grubuna yazarsa kesin biri sahiplenir.” Çünkü bu ülkede kimse bir şeyin boşta kalmasına izin vermez: bir köşe minderi bile “benimdi o!” diye tartışma konusu olabiliyorken, Halley gibi gökyüzünde gezinen bir şaheser nasıl sahipsiz kalsın?
Erkekler: Stratejik Sahiplenmenin Mimarı
Erkekler konu “Halley kime ait?” olunca hemen strateji moduna geçiyor. “Şimdi bak mantıklı düşünelim,” diyorlar. “Halley bir kuyruklu yıldızsa, bu uzayda dolaşan bir cisimdir. Uzay boşluğu uluslararası alandır. Dolayısıyla hiçbir ülkeye ait olamaz.”
Yani romantik bir gökyüzü anını bile Birleşmiş Milletler kararıyla analiz eden bir ciddiyet söz konusu.
Bir erkek için Halley’in en heyecanlı kısmı, yörüngesini hesaplamaktır. “2061’de geri dönecekmiş. Ben o zaman 70 olurum. Tam gözlem yaşı.”
Hatta bazıları ileri gidiyor: “O zaman teleskop alırım, çocuklara gösteririm. Yatırım amaçlı da olabilir.”
Yani adamlar Halley’i bile ‘gelecek planı’na dahil etmiş durumda. Bir noktada emeklilik planlarına “Halley izleme fonu” ekleyeceklerinden korkuyorum.
Ama asıl komik olan, erkeklerin sahiplenme biçimi:
— “O yıldızı ilk ben fark etmiştim, 1986’da!”
— “Abi o zaman ben daha doğmamıştım ama senin hissettiğini hissettim.”
Sonra biri çıkar: “Halley İngiliz astronom Edmond Halley’in, yani bu arkadaşın soyadını taşıyor. Adam hesaplamış, bulmuş, adını koymuş.”
Hemen “Eee o zaman kime ait olduğu belli, konu kapandı” deniyor.
Yani mesele duygusal değil, tamamen mantıksal mülkiyet devri gibi işleniyor.
Kadınlar: Empatiyle Sahiplenme Sanatı
Kadınlar ise olaya bambaşka yaklaşıyor.
“Halley kime ait?” sorusuna genelde şu tarz cevaplar geliyor:
“Bence Halley hepimizin. Çünkü o gökyüzünde, hepimize göz kırpıyor.”
Ya da: “O kadar yol yapıyor, kimseye yük olmuyor, arada bir uğruyor… tam misafir gibi. Kıymet bilmek lazım.”
Kadınlar Halley’i sahiplenmiyor, onunla duygusal bağ kuruyor.
Erkekler Halley’i “bulduğum şey” olarak görürken, kadınlar “tanıştığım ruh” olarak görüyor.
Erkek “bu yörünge benim haritamda var” derken, kadın “o gece Halley bana baktı” diyor.
Bu fark bile, evrenin duygusal dengesiyle oynuyor.
Bir kadın forumdaş şöyle yazmıştı (hala unutamıyorum):
> “Halley bana göre, arada bir gelen ama hep iz bırakan eski sevgili gibidir.”
O an bütün erkek forumdaşlar “offf” çekti, bir tanesi hemen yazdı:
> “Demek ki benim yörüngemden de çıkmışsın…”
Ve işte forum o andan itibaren bir astrolojik flört platformuna dönüştü.
Yani Halley’in kime ait olduğu tartışmasından, kim kimin yörüngesinde dönüyor konusuna geçtik.
Bilim İnsanları: Gerçeklerin Katili
Tam ortam ısınmışken, bir bilim meraklısı giriyor araya:
“Arkadaşlar, Halley kuyruklu yıldızı periyodik bir kuyruklu yıldızdır. 75-76 yılda bir Güneş etrafında dönüyor. Adını 1705’te yörüngesini hesaplayan Edmond Halley’den almıştır.”
Bitti.
Bir anda tüm romantizm, tüm espri buhar oldu.
Sanki birisi kahkahanın ortasında “sessiz olun, ders başlıyor” demiş gibi.
Ama tabii forum durur mu? Hemen biri cevabı yapıştırıyor:
> “Tamam hocam, sen de Einstein olma hemen. Biz burda duygusal analiz yapıyoruz.”
Ve yeniden kahkahalar başlıyor. Çünkü forumun doğası bu: bilgi verilir ama mizahla sindirilir.
Erkek Stratejisi vs Kadın Empatisi: Halley’in Ortasında
Bir erkek Halley’e bakarken “bunun hızını nasıl ölçebilirim?” der.
Bir kadın bakarken “bu kadar uzak olup da neden bu kadar yakın hissettiriyor?” diye düşünür.
Biri Google’a “Halley ne zaman geçecek?” yazar, diğeri Spotify’a “Halley vibes playlist” arar.
Ama işte tam da bu fark, tartışmayı eğlenceli hale getiriyor.
Çünkü biri evrende rota çizerken, diğeri o rotaya şiir yazıyor.
Sonuçta ikisi de aynı gökyüzüne bakıyor ama farklı duygularla aynı anı yaşıyorlar.
Forumun Efsane Anketi: Halley Kimde Kalsın?
Geçen hafta forumda anket açtım:
“Halley sizce kime ait?”
- %34: Edmond Halley’e (çünkü isim hakkı onundur)
- %28: NASA’ya (her şeye burnunu soktu zaten)
- %22: Kadınlara (çünkü onlar daha iyi korur)
- %16: Hiç kimseye (çünkü o özgür bir yıldız)
Yorumlardan bazıları efsaneydi:
> “Halley kadın olsaydı, 76 yılda bir değil 7 günde bir dönüp bakardı.”
> “Halley erkek olsaydı, kesin yönünü şaşırırdı. Zaten 76 yıldır dönüp geliyor.”
> “Benim eski sevgilime benziyor, o da hep dönüp dolaşıp aynı noktaya gelirdi.”
Bu yorumlar sayesinde, forumda bir hafta boyunca kahkaha eksik olmadı.
Sonuç: Halley Bizim, Ama Biraz Sizin Daha
Belki de Halley kimseye ait değildir. Ya da hepimize biraz aittir.
Kadınların duygusal zekâsı, erkeklerin stratejik aklı birleşince Halley gökyüzünde bile gülümser.
Birimiz ona teleskopla bakar, birimiz dilek tutar, birimizse “acaba bana da uğrar mı?” diye bekler.
Ama şunu unutmayın sevgili forumdaşlar:
Halley yıldızını sahiplenmek, onu görmekten çok hissetmekle ilgilidir.
Ve hissetmek, zaten sahip olmanın en güzel hâlidir.
Hadi şimdi itiraf edin, sizce Halley kime ait?
Erkeklere mi, kadınlara mı… yoksa şu an bu satırları okuyan size mi?
Selam sevgili forumdaşlar!
Geçen gün bir arkadaşım “Halley kime ait?” diye sordu. Başta “hangi Halley?” dedim. “Ya işte o meşhur kuyruklu yıldız!” deyince durdum, düşündüm… “Vallahi bilmiyorum ama bizim apartmanın WhatsApp grubuna yazarsa kesin biri sahiplenir.” Çünkü bu ülkede kimse bir şeyin boşta kalmasına izin vermez: bir köşe minderi bile “benimdi o!” diye tartışma konusu olabiliyorken, Halley gibi gökyüzünde gezinen bir şaheser nasıl sahipsiz kalsın?
Erkekler: Stratejik Sahiplenmenin Mimarı
Erkekler konu “Halley kime ait?” olunca hemen strateji moduna geçiyor. “Şimdi bak mantıklı düşünelim,” diyorlar. “Halley bir kuyruklu yıldızsa, bu uzayda dolaşan bir cisimdir. Uzay boşluğu uluslararası alandır. Dolayısıyla hiçbir ülkeye ait olamaz.”
Yani romantik bir gökyüzü anını bile Birleşmiş Milletler kararıyla analiz eden bir ciddiyet söz konusu.
Bir erkek için Halley’in en heyecanlı kısmı, yörüngesini hesaplamaktır. “2061’de geri dönecekmiş. Ben o zaman 70 olurum. Tam gözlem yaşı.”
Hatta bazıları ileri gidiyor: “O zaman teleskop alırım, çocuklara gösteririm. Yatırım amaçlı da olabilir.”
Yani adamlar Halley’i bile ‘gelecek planı’na dahil etmiş durumda. Bir noktada emeklilik planlarına “Halley izleme fonu” ekleyeceklerinden korkuyorum.
Ama asıl komik olan, erkeklerin sahiplenme biçimi:
— “O yıldızı ilk ben fark etmiştim, 1986’da!”
— “Abi o zaman ben daha doğmamıştım ama senin hissettiğini hissettim.”
Sonra biri çıkar: “Halley İngiliz astronom Edmond Halley’in, yani bu arkadaşın soyadını taşıyor. Adam hesaplamış, bulmuş, adını koymuş.”
Hemen “Eee o zaman kime ait olduğu belli, konu kapandı” deniyor.
Yani mesele duygusal değil, tamamen mantıksal mülkiyet devri gibi işleniyor.
Kadınlar: Empatiyle Sahiplenme Sanatı
Kadınlar ise olaya bambaşka yaklaşıyor.
“Halley kime ait?” sorusuna genelde şu tarz cevaplar geliyor:
“Bence Halley hepimizin. Çünkü o gökyüzünde, hepimize göz kırpıyor.”
Ya da: “O kadar yol yapıyor, kimseye yük olmuyor, arada bir uğruyor… tam misafir gibi. Kıymet bilmek lazım.”
Kadınlar Halley’i sahiplenmiyor, onunla duygusal bağ kuruyor.
Erkekler Halley’i “bulduğum şey” olarak görürken, kadınlar “tanıştığım ruh” olarak görüyor.
Erkek “bu yörünge benim haritamda var” derken, kadın “o gece Halley bana baktı” diyor.
Bu fark bile, evrenin duygusal dengesiyle oynuyor.
Bir kadın forumdaş şöyle yazmıştı (hala unutamıyorum):
> “Halley bana göre, arada bir gelen ama hep iz bırakan eski sevgili gibidir.”
O an bütün erkek forumdaşlar “offf” çekti, bir tanesi hemen yazdı:
> “Demek ki benim yörüngemden de çıkmışsın…”
Ve işte forum o andan itibaren bir astrolojik flört platformuna dönüştü.
Yani Halley’in kime ait olduğu tartışmasından, kim kimin yörüngesinde dönüyor konusuna geçtik.
Bilim İnsanları: Gerçeklerin Katili
Tam ortam ısınmışken, bir bilim meraklısı giriyor araya:
“Arkadaşlar, Halley kuyruklu yıldızı periyodik bir kuyruklu yıldızdır. 75-76 yılda bir Güneş etrafında dönüyor. Adını 1705’te yörüngesini hesaplayan Edmond Halley’den almıştır.”
Bitti.
Bir anda tüm romantizm, tüm espri buhar oldu.
Sanki birisi kahkahanın ortasında “sessiz olun, ders başlıyor” demiş gibi.
Ama tabii forum durur mu? Hemen biri cevabı yapıştırıyor:
> “Tamam hocam, sen de Einstein olma hemen. Biz burda duygusal analiz yapıyoruz.”
Ve yeniden kahkahalar başlıyor. Çünkü forumun doğası bu: bilgi verilir ama mizahla sindirilir.
Erkek Stratejisi vs Kadın Empatisi: Halley’in Ortasında
Bir erkek Halley’e bakarken “bunun hızını nasıl ölçebilirim?” der.
Bir kadın bakarken “bu kadar uzak olup da neden bu kadar yakın hissettiriyor?” diye düşünür.
Biri Google’a “Halley ne zaman geçecek?” yazar, diğeri Spotify’a “Halley vibes playlist” arar.
Ama işte tam da bu fark, tartışmayı eğlenceli hale getiriyor.
Çünkü biri evrende rota çizerken, diğeri o rotaya şiir yazıyor.
Sonuçta ikisi de aynı gökyüzüne bakıyor ama farklı duygularla aynı anı yaşıyorlar.
Forumun Efsane Anketi: Halley Kimde Kalsın?
Geçen hafta forumda anket açtım:
“Halley sizce kime ait?”
- %34: Edmond Halley’e (çünkü isim hakkı onundur)
- %28: NASA’ya (her şeye burnunu soktu zaten)
- %22: Kadınlara (çünkü onlar daha iyi korur)
- %16: Hiç kimseye (çünkü o özgür bir yıldız)
Yorumlardan bazıları efsaneydi:
> “Halley kadın olsaydı, 76 yılda bir değil 7 günde bir dönüp bakardı.”
> “Halley erkek olsaydı, kesin yönünü şaşırırdı. Zaten 76 yıldır dönüp geliyor.”
> “Benim eski sevgilime benziyor, o da hep dönüp dolaşıp aynı noktaya gelirdi.”
Bu yorumlar sayesinde, forumda bir hafta boyunca kahkaha eksik olmadı.
Sonuç: Halley Bizim, Ama Biraz Sizin Daha
Belki de Halley kimseye ait değildir. Ya da hepimize biraz aittir.
Kadınların duygusal zekâsı, erkeklerin stratejik aklı birleşince Halley gökyüzünde bile gülümser.
Birimiz ona teleskopla bakar, birimiz dilek tutar, birimizse “acaba bana da uğrar mı?” diye bekler.
Ama şunu unutmayın sevgili forumdaşlar:
Halley yıldızını sahiplenmek, onu görmekten çok hissetmekle ilgilidir.
Ve hissetmek, zaten sahip olmanın en güzel hâlidir.
Hadi şimdi itiraf edin, sizce Halley kime ait?
Erkeklere mi, kadınlara mı… yoksa şu an bu satırları okuyan size mi?